Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda (İSG) hizmete alınan uyku odalarında, misafirler rezervasyon yaptırarak ücretsiz internet ve TV hizmetinin yanı sıra ikramlardan da faydalanabiliyor.
İSG’den yapılan açıklamaya göre, yurt dışı seyahatlerde dinlenme, uyku, duş ihtiyaçları için “Kepler Uyku Kabinleri” pasaport kontrol geçişi sonrasında asma kat alanında yolculara hizmet veriyor.
İçeride yolcuların dinlenebilecekleri uyku üniteleri, duşlar, akıllı tuvaletler, valizlerini kilitleyebilecekleri dolaplar ve bir lounge alanı bulunurken, her bir uyku ünitesinde TV, yatak, çalışma masası, şarj üniteleri ve bir tablet bilgisayar yer alıyor.
Erkekler için 18 adet, kadınlar için 10 adet uyku kabininin yanı sıra bir adet aile odası da bulunuyor.
2020 başında hizmete başladı
Kepler Uyku Kabinleri, 2020 başından itibaren Sabiha Gökçen’de hizmet veriyor. Yolcu işlemleri çok basit. Yolcular firmanın kendi ürettiği kiosklar sayesinde kendi check-in işlemlerini yapıyor. Daha sonra kiosktan ürettiği QR kodla birlikte alana giriş yapıyor. Alana geçtikten sonra yolcuların valizlerini koyabilecekleri kendilerine özel dolaplar bulunmakta. Eşyalarını orada muhafaza ettikten sonra kabinlere geçip istirahat edebiliyorlar.
Kepler markası nasıl doğdu?
Kepler markası Ömer Alaettinoğlu tarafından kuruldu. Amerika’da Colombia Üniversitesinde 4 sene finans mühendisliği ve ekonomi okudu. 3 sene Amerika’da yatırım bankacılığında çalıştı. Yatırım bankacılığında uzun çalışma saatleri nedeniyle çok fazla seyahat etmek durumunda kalıyordu. İşle ilgili haftasonu Kaliforniya’ya gitmesi gerekti. Cuma günü işten çıkarken gecikti ve uçağı kaçırdı. Uçağı kaçırınca Los Angeles aktarmalı bir uçuş yapması gerekti çünkü başka direkt uçuş yoktu. Çok yorgun bir şekilde Los Angeles Havalimanı’na vardı ve uyuyacak bir yere ihtiyacı vardı. Araştırmaya başladı ve Los Angeles Havalimanı’nda yolcuların saatlik dinlenmesine yönelik bir salon yoktu. O an Alaettinoğlu’nun aklında bir ampul yandı. Ama yapacak bir şey yoktu. Civardaki otellerden birinde konaklamak için yola koyuldu. Yoldayken acaba bu hizmet sadece Los Angeles Havalimanı’nda yoktu, yoksa diğer havalimanlarında da mı böyle bir hizmet eksikliği var? sorusu kafasına takıldı.
Daha sonra otele varan Ömer Alaettinoğlu resepsiyona 3 saat uyuması gerektiğini söyledi. Otel yetkilisi bu şekilde bir opsiyonunun bulunmadığını ve oteli 1 günlük satın alması gerektiğini söyledi. Sadece 1 adet yatağa ihtiyacı vardı ve bir çok istemediği hizmetin parasını ödemek zorunda kalmıştı. Hem havalimanından uzaklaşmıştı hem de bir daha havalimanına dönecek, güvenlikten geçmek gibi zahmetlere katlanmak durumunda kalacaktı. Daha sonra Amerika’daki iş arkadaşlarıyla bu durumu paylaştı ve fikir orada doğdu. Amerika’da işini bırakıp Türkiye’ye taşındı çünkü bu işi kendi memeleketinde yapmak istedi. Ve görüşmeleri sonucunda ilk olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bu konsepti hayata geçirdi.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.