Bakan Kacır: TOGG en kritik projemiz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’dan Habertürk’te Güntay Şimşek’in sorularını yanıtladı. TEKNOFEST’in ‘insan kaynakları fabrikası’ gibi çalıştığını anlatan Bakan Kacır, TOGG’la ilgili olarak da “Türkiye’nin otomobili en önemli şeylerden biri. TOGG en kritik projemiz” değerlendirilmesinde bulundu.

Ankara Etimesgut Havalimanı’nda bugün başlayan TEKNOFEST kapsamında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır Habertürk’te Güntay Şimşek’in sorularını yanıtladı.

Bakan Kacır’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şunlar oldu:

TEKNOFEST’in ortaya çıkış hikayesi

Türkiye savunma sanayi son 20 yılda adeta destan yazdı. Yerlileşme ve millileşme yolculuğunda sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde büyük bir yol kat etti. Bütün bu hikayenin dünya tarafından da odaklanılan bir unsuru da Türkiye’nin insansız hava araçlarında başarısı oldu. Bayraktar TB2 ile elde edilen başarılar dünyanın belki de en fazla tanınan savunma sistemi oldu. Selçuk Bayraktar Bey, Haluk Bey ve rahmetli Özdemir Bayraktar Bey’le konuşmamızda Türkiye’nin nice Bayraktarlara ihtiyacı olduğunu değerlendirirdik. 2017 yılında bir gün Selçuk Bey, birkaç arkadaşı bizleri aradı. ‘Pazar günü yarışmaya juri üyesi olarak katılacağım, isterseniz beraber gidelim’ dedi. İstanbul yeni havalimanında düzenleniyordu. Model uçak yarışmasıydı. 5 takım katılıyordu. Toplam 30-40 öğrenci vardı. Pazar günü 7-8 arkadaş ailelerimizle birlikte gitmiştik. Yarışma tamamlanıp, ödüller verildi. Sonra Selçuk Bey dedi ki, ‘Bu yarışmayı çok önemsiyorum ama bunun çok daha büyük ölçekte olmasını hayal ediyorum. Acaba burada büyük bir havacılık şenliği, festival düzenleyebilir miyiz?’ dedi. Bu fikri hakikaten çok sahiplendik.

“İlk yılımızda bu kadar ziyaretçi beklemiyorduk”

Türkiye’de düzenlenecek etkinliğin bu faaliyetleri taçlandıracağını düşündük. 2018 yılının Eylül ayında İstanbul Yeni Havalimanı’nda, havalimanı faaliyete geçmemişken ilk TEKNOFEST’i düzenledik. Ama samimi söylemek gerekirse ilk yılımızda 550 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapacağımızı pek de beklemiyorduk. Bizim için de büyük sürpriz oldu. Biz bir daha bu işi bırakamayız dedik. 6 yıl içerisinde 8. TEKNOFEST’imizi düzenliyoruz. Geçen yıl Azerbaycan’da da düzenledik. İzmir’de de düzenleyeceğiz. Her bir TEKNOFEST katlanarak büyüdü. Bizler için çok daha önemlisi burada düzenlediğimiz girişim, teknoloji yarışmalarına katılım muazzam şekilde yükseldi.

“Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir iş”

Roket yarışması düzenlenen ülke sayısı bir elin parmağını geçmiyor. İlk yılımızda 14 teknoloji yarışmasına 20 bin genç başvurdu. 40 gencin katıldığı yarışmayla ortaya çıkmış bir fikirdi TEKNOFEST. Sonraki yıllardaki ivme, büyüme çok büyük yolculuğun ilk adımıymış. 44 yarışma düzenledik, 337 bin takımda, 81 şehrin tamamından, 100’den fazla ülkeden 1 milyon genç katıldı. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir iş. Bunların her biri geleceğin teknolojilerini hedefleyen, bilimsel derinlik gerektiren yarışmalar. Bir dip dalgadan bahsediyoruz. Bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu yıl bin 98 takım roket yarışmasına başvurdu.

“TEKNOFEST Türkiye’nin insan kaynağı fabrikası”

Dünyayı yenilikçi teknolojiler büyük bir hızla değiştiriyor, dönüştürüyor. Çoğunlukla buna genç insanlar imza atıyor. Bugün cep telefonumuzda kullandığımız uygulamaları geliştiren şirketlere, endüstride teknolojiyi geliştiren şirketlere bakarsınız gençlerin sürdürebilirliği sağladığını görürüz. Baykar’dan örnek verecek olursak yaş ortalaması 26 ve 27’lerde. Selçuk Bey çok genç ama onların abisi olarak duruyor. Biz bu açıdan TEKNOFEST’i Türkiye’nin insan kaynağı fabrikası olarak görüyoruz. Şimdiye kadar bundan çok büyük netice aldık. Eğitim sistemleri bütün dünyada reel sektörün, reel hayatının beklentilerine yetişme çabası içersindedir. Değişim, dönüşüm o kadar hızlanıyor ki, okulda öğrenilen temaların reel hayatla uyumlu olması giderek zor hale geliyor. Buradaki yarışmalarda proje geliştiren gençler belki de ilkokul, ortaokul, lise, üniversite hayatları boylunca belki de işin içine fiilen girebiliyor. Çoğu zaman bireysel başarıya bağlı olarak yetiştikleri eğitim hayatında takım esaslı başarıyı deneyimliyor. Burası teknoloji geliştirme yolculuğunda insan kaynağımızı karşılayacak ana bir platform haline geldi.

Yurt dışındaki insan kaynağımızın hızla ülkeye döndürecektir 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak en temel hedefimiz Türkiye’nin nitelikli insan kaynağı kapasitesini yükseltmektir. Bütün dünyada bir insan hareketliliği olduğu bir gerçek. Yetkin insan kaynağına bütün dünya ihtiyaç duyuyor. Şirketler bu ihtiyacı en üst düzeyde hisseden yapılar. Bunun için rekabet içinde oluyorlar. Bizim açımızdan şu anlama geliyor; demek ki dünyanın pekçok iyi şirketinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağımız olduğu ispatlanmış oluyor. Bir an önce bu kaynağın Türkiye’ye hizmet etmesi sağlanmalıdır. Nitelikli insanların önceliği çoğunlukla hayallerinin, araştırmak istediği alanların peşinden koşmak. İşlerini yaparken otonomi sahibi olmak. Girişim eko sistemini büyütmek, Türkiye’de teknoloji girişimlerini desteklemek, sayılarını artırmak. Dünya ile yarışacak projelerin önünü açmak. Türkiye’de yetişen insan kaynağının ülkeye hizmet etmesi, yurt dışındaki kaynağımızın hızla ülkeye döndürecektir diye düşünüyorum. Biz araştıran, geliştiren, üreten insanın önünü açmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde adeta sıfırdan bir arge sistemi kurduk son 20 yılda. Şimdi Türk savunma sanayi ürünleri her gün neredeyse ihracat sözleşmesi imzalıyor. 20 yıl önce 240 milyon dolardı. Şimdi 6 milyar doları yakalayacağız. Önümüzdeki yıllarda Allah’ın izniyle 10 milyarı yakalayacağız. Bütün bunlar nitelikli insan kaynağını yeniden Türkiye’ye gelmesi için önemli fırsat doğuruyor.

“Türkiye’nin otomobili en önemli şeylerden biri”

Bizim diğer sektörlerde de savunma sanayii gibi benzer duruma gelmemiz gerekiyor. Türkiye bir sanayii ülkesidir. Pekçok alanda Türkiye’nin en büyük üreticilerinde. Beyaz eşya ve demir çelikte ön plandayız. Pekçok alanda Türkiye üretim üssüdür. Yerli ve milli üretim yapmalıyız. Bunu yapabilirsek daha ileriye gideceğiz. İhracatı yüzde 10’un üzerine çıkaracağız. Türkiye’nin otomobili en önemli şeylerden biri. İHA’larda dünyada bir numara olduk. TOGG en kritik projemiz. Vecihi Hürkuş TBMM tarafından üç kez istiklal madalyası verilmiş tek kişidir. Vecihi Bey hayatını Türkiye’nin havacılık sistemini kurmak için adamıştır. Ömrünün sonuna kadar havacılık sektörü için uğraşmıştır. 1941 yılında burada THY uçak üretim fabrikası kuruluyor Etimesgut’ta. 1941’den 1950’ye kadar ancak o fabrika hayatta kalabiliyor. Sizin zahmete girip uçak üretmenize gerek yok yardım olarak biz size uçak veririz diyerek. Uçak fabrikası kapatılıyor.

“Otomotivdeki devrimi 10 yıl önce yakalayabilirdik”. 

Biz 20. yüzyılda bu fırsatı kaçırmışız. O dönemki siyasi sistem buna engel olmamış. 50, 60, 70 yıl fark yemişiz. Teknolojinin yeni sistemine geldiğimizde biz daha iyi hale geldik. Türkiye’de 2 milyona yakın yıllık araç üretimi var. 250 bine yakın doğrudan ve dolaylı istihdam var. Bu sektörlerde inanılmaz değişimler yaşanıyor. Muazzam bir devrim yaşanıyor. Biz bu devrimi yakalamak için köprüden önceki son çıkıştan çıktık. Cumhurbaşkanımız Başbakan iken bu millet kendi milli markasını üretme durumuna gelmiştir şeklinde çağrılarda bulundu. Maalesef bu çağrılar karşılık bulmadı o dönemde. Otomotivdeki devrimi 10 yıl önce yakalayabilirdik. Normalde onunla rekabet içinde olanlar bu bir hayaldir dediler. Türkiye’den bir marka çıkmaz dediler. Sanayiimiz adına bir özeleştiri yapmamız gerekiyor. Normalde Alman markaları ön plandayken Amerikan bir marka geldi ön plana geçti.

“Yerli şirketleri korumanız gerekir”

Haberleşme teknolojileri teknolojide en sofistike konulardan biri. Haberleşme konusunda dünyada birkaç firma kaldı. Dünyada bir iki tane Çin bir iki tane Avrupa markası kaldı. Diğer markalar artık piyasada yoklar. Farkındalığa ihtiyacımız var. Haberleşme güvenliğin temelidir. Eskiden kablosuz haberleşme cihazları dediğimizde telefondan bahsediyorduk. Şimdi kolumuzdaki saatlerden gözümüzün gördüğü her şeyi içeren konulara girdi. Biz her alanda kendi hedeflerimize odaklanıyoruz. Biz 4,5G’de ULAK savunma sanayiden doğan sistemle işletmektedir. Teknolojide sanayide ölçek ekonomisi var. 100 adet ile 100 milyon adet üreten arasında bir maliyet farkı vardır. Özellikle kuluçka ve emekleme döneminde yerli şirketlerinizi korumanız gerekir. ULAK’ın 10 yıl önce böyle bir tecrübesi yoktu. Şimdi tevrübe kazandı. Toplamda 9 adımda bir AR-GE aşaması var. 5G’ye Türkiye geçecek. Bu birçok sektörde farklı pencereler açıyor. İlerleyen zamanlarda bunun için çalışmalara başlayacağız.

“Milli ARGE planını öne çıkarma hedefimiz var”

Ankara’da çok önemli bir tesis var. Önümüzdeki dönemde yeni adımlar atacağız. Yerli malı kavramında çoğunlukla girdilerin yerlilik düzeyi önemlidir. Önümüzdeki dönemde milli arge kavramını öne çıkarma hedefimiz var. Tür belgeleri arge’nin Türkiye’de yapılmasına işaret eden belgelerdir. Sadece yerli malına değil milli argeye adresleme yapan bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Uluslarararası yatırımcılar Türkiye’de katma değerli yatırım yapıyorlar. Elbette milli markalarımızı büylütmek istiyoruz elbette. Türkiye büyük bir endüstri ülkesi. Türkiye’yi yabancı sermaye yatırımlarıyla da büyütmek istiyoruz. Biz küresel şirketlerin de Türkiye’de arge faaliyetleri yapmayı, yatırım yapmalarını çok değerli görüyoruz.

“Türkiye’nin ana politikası milli teknoloji hamlesidir”

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi tam bir uyum kabinesi. Bütün bakanlarımızla çok yakın işbirliği ve diyalog halindeyiz. Büyük bir uyum içerisindeyiz. Önemli olan eşgüdüm içerisinde olmak. Birbirini tamamlayan işlere imza atabilmek. Tarım ve Orman Bakanlığı’yla çok iyi ilişkimiz var. Pekçok kritik projeyi birlikte yürütüyoruz. Farklı araştırma birimlerinin, fonlarının olması illa dağınıklık olduğu anlamına gelmez. Aslolan politika bütünlüğüdür. Türkiye’nin ana politikası milli teknoloji hamlesidir. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu ana politikalarından biri olarak tayin etmiş ve milletimizle paylaşmıştır seçim beyannamesinde. TÜBİTAK Türkiye’nin araştırma kurumu. Enerji, ulaştırma, sağlık, tarımda elbette farklı müessesele var. Çalışmalarımızda onlarla birbirini tamamlayan işler yapıyoruz.

“İcra Komitesi uzun vadeli planlar yapıyor”

Türkiye bioteknolojik ürün geliştirme konusunda son 10 yılda muazzam bir gelişim gösterdi. Bu alan çok rekabetçi bir alan. Dünyada sağlıkta araştırma geliştirmeye onlarca milyar dolar ayıran şirketler var. Kovid-19’da Almanya’da iki Türk girişimcinin kurduğu BionTech. Yıllar boyunca kritik alanda arge çalışmasını belki başka hedefle sürdürüyordu ama pandemi o elde edilen birikimin aşı ortaya çıkması imkanını ortaya çıkardı. Nihayetinde dev bir başarı hikayesi ortaya çıktı. Türk vatandaşlarının böyle bir başarıya imzasını atması bütün dünyanın dikkatini çekti. Önümüzdeki dönemde inşallah önemli bir adımımız Sanayileşme İcra Komitesi’nin çalışması olacak. Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin başkanı sayın Cumhurbaşkanımız. Bu komite uzun vadeli planlar yapıyor. Burada alım garantisi veriyor. Biz bunu TOGG’da uygulandık. Yüzde 3’ünü alacak. Bu can suyu.

“Cari açığı kapatacak 170 projeyi destekliyoruz”

Türkiye’nin cari açık meselesi aslında bir yönüyle dış ticaret açığı meselesidir. Enerji önemli bir alan. Malumunuz Türkiye petrol ve doğalgaz konusunda ciddi ithalat yapıyor. Ümidimiz Gabar petrolü ve Karadeniz gazıyla bu ithalat düzeyinin azalması. Özellikle teknoloji seviyesi yüksek ürünlerde cari açık vermekte olduğumuzu görüyoruz. Önemli bir program başlattık. Teknoloji seviyesi yüksek olan ürünleri listeledik. Hangileri yükselen trende sahipler buna odaklandık. Hangilerinin ileri, geri bağlantıları yüksek. Bazı ürünler var ki şu an yükselen teknoloji alanındalar. 2-3 yıl içinde bu listelere en üst sıralardan girebilirler. Geleceğin teknoloji alanları çalışması yürüttük. Yatırımcılarımıza şunu söyledik; bu ürünlere ilişkin arge ve yatırım projelerini bakanlık olarak destekleyeceğiz. Hedefimiz teknoloji ürünlerde mutlaka cari fazla veren, dış ticaret fazlası veren ülke haline getirmek. Cari açığı kapatacak 170 projeyi destekliyoruz.

“Esas mesele markalar doğurmaktır”

Bütün bunlar siyasi istikrarın olmadığı ülkede hayal bile edilemez. Türkiye’nin otomobili projesinde kaç bakanlık bir arada çalıştık. Dağınıklık ortamında hiçbir yatırımcı böyle bir şeye cesaret edemezdi. Tam bir sahiplenmenin, uyumun, koordinasyonun olduğu hükümet böyle maga projeleri ülkesine kazandırabilir. Önümüzdeki dönemde TOGG’a benzer yeni kilit yatırımlarla çok önemli yatırımların adımını atacağız. İhracatı artırarak cari açık meselesini ortadan kaldıracağız. Ekonomideki istikrarı da böyle sağlayacağız. İhracat demek, Türkiye’de üretim ve yatırım demektir. İhracatı desteklemek Türk sanayisini desteklemektir. Esas mesele markalar doğurmak, kilit teknoloji yatırımları yapabilmek. Biz bakanlık olarak önümüzdeki dönemde çok adım atacağız.

Güneş ve rüzgar enerjisine 50 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Rüzgarda, güneşte milli teknolojiyi geliştireceğiz. Rüzgar enerjisi bileşenlerinde Türkiye Avrupa dördüncüsü. Jenaratör üretimi konusunda da kabiliyet kazanan firmalarımız var. Güneş ve rüzgar iç pazarda muazzam yatırım yapılacak alanlar. Burada tek başına 30 milyar dolara yakın bir yatırım yapılacak. Rüzgarda da 20 milyar dolara yakın yatırım yapılacak. Sadece iki sektörde 50 milyar doların üzerinde 12 yıl içerisinde yatırım yapılacak. Endüstriyel robotlar çok önemli. Endüstrinin dijital dönüşümü çok önemli.

“Dünyadaki trend açık kaynağın lehine”

Lisanslı ürünlerin rakibi açık kaynak çözümler. Türkiye açık kaynak platformunu kurduk. Oralarda daha çok çalışacağız. Burada hem kamu hem özel sektörde lisanslı ürünlerden açık kaynağa geçişinde sağlıklı adımlar atmalıyız. Yazılım eko sistemi, bir firmanın kullandığı yazılımlar bir bütünün parçaları gibi. Bir lisanslı ürün çıkarıp açık kaynak koymak çok kolay değil. Dolayısıyla geçişin adeta bir göç gibi planlanması lazım. Adım adım gerçekleştirilmesi lazım. Buna ilişkin çok daha fazla destek ve teşvik programını başlatacağız. Dünyada da trend açık kaynağın lehine.

Exit mobile version