• Hakkımızda
  • İletişim
  • Uçuş Bilgileri
  • Fırsatlar
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
14 Mayıs 2025
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Alper Eliçin

Kurtuluş Savaşı’ndan üç anı

21-08-2022 07:15
0
Kurtuluş Savaşı’ndan üç anı

Fotoğraf: AA

PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Daha önce birkaç yazımda anlattığım gibi, dedem Ahmet Ferit, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda sahra topçusu olarak görev almış. Çocukluğumda başından geçenleri zaman zaman anlatırdı. Bugün sizlere dedemin bana anlattığı, başından geçen üç ilginç olayı anlatacağım. Her üçü de Kurtuluş Savaşı’nın ilk dönemlerinde cereyan etmiş.

Dedem çatışma olmayan zamanlarda kendi komutası altındaki erlere düzenli talim yaptırırmış. Açık arazide yapılan bu eğitimlerde, asker yarım daire şeklinde dizilir, dedem de bağırarak komut verirmiş. Hemen ekleyeyim, dedemin ince ve özgün bir sesi vardı.

O günlerin Anadolu şartlarında eğitim verdiği askerler arasında sık sık sıtmaya yakalananlar olurmuş. Cephe gerisindeki çadırlı hastaneye yollanan bu askerler de büyük çoğunlukla ölürmüş. Babası da doktor olan dedem, kısıtlı bilgisiyle bu kadar yüksek ölüm oranına bir anlam veremiyormuş. Sonunda bir gün sahra hastanesinde ne olduğunu anlamak için birkaç askeriyle birlikte hasta erlerinin durumlarını yoklamaya gitmiş.

Bu ziyaret esnasında hastalara iyi bakılmadığını fark etmiş. Erlerin önce bir çadırda tutulduklarını, sıtma krizleriyle iyice zayıfladıktan sonra, daha donanımlı sabit bir hastaneye oldukça gecikmeli olarak sevk edildiklerini, orada da geç müdahaleden öldüklerini, anlatılanlardan ve gözlemlerinden belirlemiş.

Bu izlenimleriyle, sahra hastanesinin doktor komutanına gidip, durumdan şikayetçi olmuş. Azınlık kökenli, kendinden daha yüksek rütbeli doktor dedemi terslemiş. Bunun üzerine dedem de yanındaki askerlerine silah çektirtmiş ve zorla hastaları hızlı bir şekilde asıl hastaneye naklettirmiş. Bu olaydan sonra hastaların tümü iyileşip bir süre sonra birliklerine geri dönmüşler.

Çadırlı hastanenin komutanı ise dedemi bu olay nedeniyle üst makamlara şikayet etmiş. O dönemde, bırakın bir üste silah çekmek, bağırmak bile idamla cezalandırılması gereken bir suçmuş. Ne de olsa savaş dönemi. Dedem bu olay nedeniyle Divan-ı Harb’te yargılanmış. Ancak şahit olarak dinlenen erler, silah çekme filan olmadı, üstelik hastane komutanı bağırdı deyince beraat etmiş.

Bu olaydan bir süre sonra kendi komutanı dedemi çağırmış ve bazı birliklere para gönderilmesi gerektiğini söylemiş. Gideceği ilk birliğin adını ve yerini bildirmiş. Sonra da götürülecek altınları kendisine teslim etmiş.

O zamanlar Anadolu, Çerkez Ethem’in isyancıları ve asker kaçakları kaynıyormuş. Bu haydutlar dağda taşta soygunlar yapıyormuş. O nedenle komutan dedeme, altınları kemerinin içine saklamasını ve yanına iki asker almasını söylemiş. Dedem denilenleri yapmış ve iki asker ve üç atla yola çıkmış.

Nitekim ormanlık bir bölgeden geçerlerken pusuya düşürülmüşler. Ormanın içerisinden çıkan ve ağaçların üstünden kendilerine silah doğrultan haydutlar tarafından sıkıştırılınca çaresiz teslim olmuşlar. Haydutlar üçünü de çırılçıplak soymuş. Kemerin içerisinden de altınları almışlar. Özellikle subaylara düşman olduklarından, “Hanginiz subay?” diye bağırıyorlarmış. Ne dedem, ne de askerler bu konuda bir şey söylememişler.

Tam bu sırada dedemin yanındaki iki asker aniden dizleri üzerine çöküp dua etmeye başlamış. Dedem ne olduğunu sorduğunda, kendilerinin Çerkez olduğunu, o yüzden haydutların aralarındaki Çerkezce konuşmalarını anladıklarını ve duyduklarına göre kendilerini dere yatağına götürüp boğazlarını keseceklerini söylemişler. Bunun üzerine dedem çaresizlik içerisinde haydutlara bağırmaya başlamış. O zaman da altın dişlerini görüp “Eratın ağzında altın diş olmaz, subay sensin” diye üzerine çullanmışlar. Dedem atılan çok şiddetli bir tokat yüzünden gerçekten yıldızları gördüğünü anlatırdı.

Dedemin bağırmasını duyan ve ilerde altınları sayan çete başı, tam bu sırada ayağa kalkıp dedemlerin yanına gelmiş; elbiseleri, atları ve altınları iade ettirmiş ve üçünü de sağ salim yolcu etmiş. Meğer çete başı, dedemin sıtma tedavisi için hastaneye yolladığı ve tedavileri için zor kullandığı, daha sonra firar eden eski erlerinden birisiymiş ve dedem bağırdığında, kendine özgü sesinden tanımış.

Amcam da bu olayı babamla ilgili en etkilendiğim olay diye anlatırdı. Bu haydutlar daha sonra yakalanmış ve idam edilmişler.

Gelelim ikinci anıya… Yine aynı dönemde komutanı dedemi çağırıp, bir çete başını öldürmesi talimatını vermiş. “Yanına birini daha al ve git adamı öldür” demiş. Dedem de çetenin bulunduğu bölgeye gitmiş. Vardığında, çetenin lideri de bir binanın kapısında kalabalık bir milis gücüyle hararetli bir konuşma içerisindeymiş.

Dedem uzaktan bir değerlendirme yapmış. Gündüz gözüyle herkesin ortasında adamı öldürmek intihar etmek gibi olacak, zira derhal beni de öldürecekler diye düşünmüş. Ama kendi kendine “emir emirdir; yapacak bir şey yok” demiş. Tam harekete geçecekken alelacele bir er gelmiş ve “emir geri alındı, geri dön” diye bir haber iletmiş. Dedem de geri dönmüş.

Savaş bittikten sonra, dedem bir süre daha askerlik mesleğine devam etmiş. Ancak sonunda yüzbaşı rütbesiyle ordudan ayrılmış ve İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak avukat olmuş.

Avukatlık yaparken bir gün bir temyiz duruşması için Ankara’ya gitmiş. İşi bittikten sonra da İstanbul’a geri dönmek için Ankara Garı’na gelmiş. Gece treni kalkmadan önce, vakti olduğundan, gar lokantasına girmiş ve kendine yemek ısmarlamış. O sırada bir başka masada kendisinden öldürülmesi istenen çete liderini görmüş. Kalkmış yanına gitmiş ve olayı anlatmış. Adam da kendisine gülerek, “Biliyorum, biz de tam o sırada geleceğini haber almış ve seni nasıl öldüreceğimizi konuşuyorduk” demiş.

Son anı kısa bir esaret hikayesi. Olay Geyve Muharebeleri’nden sonra gerçekleşiyor. Dedem o sıralar Adapazarı Bozöyük bölgesinde. Bir gün yaveriyle birlikte bir köye iniyor. Amacı hamamı olan bu köyde yıkanmak. Tam hamamdayken bir Yunan birliği köye giriyor. Kaçamadan esir düşüyorlar. Üstüne üstlük hemen darağacı kuran Yunan askerleri dedemi ve yaverini asmaya kalkıyorlar. Ancak, tam o sırada Türk süvarileri köye giriyor ve dedemin asılacağı darağacında Yunan askerleri idam ediliyor.

Dedem, bu anlattıklarım ve benzeri pek çok olayı yaşayarak nasıl sağ salim (altıncı dereceden harp malulü olarak) eve dönebilmiş şaşırmadan edemiyorum. Dedem gibi on binlerce insan da benzer olayları yaşamış, bir kısmı ölmüş/şehit düşmüş, bir kısmı ağır maluliyetler yaşamış, bir kısmı da dedem gibi az hasarla evine geri dönebilmiş.

Bu vesileyle Sakarya Savaşı’nın 101. yıldönümü herkese kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları

Bern Üniversitesi

Devletin gaspı

Bir zamanlar Peru-Bolivya Bölüm 4

Bir başka 23 Nisan

Bir Zamanlar Peru-Bolivya Bölüm 3

Bir zamanlar Peru-Bolivya – Bölüm 2

Bir gariban geldi mahallemize

Ferdinand Marcos

F-35 almak ne kadar akılcı?

Günün anlam ve önemine binaen

Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.

Bildirimleri kapat
Önceki yazı

Rusya hipersonik füzelerine bir yenisini ekledi

Sonraki yazı

Havacılıkta yeşil dönem

İlgiliYazılar

Türkiye’de yaşayanlara Kıbrıs Türklerini anlama rehberi-2

KKTC’de enflasyon neden Türkiye’den çok daha yüksek?

15/12/2024
Bu İngilizler aptal olmalı

Bu İngilizler aptal olmalı

08/09/2024
Toplum psikolojisi dikkate alınmadan Türkiye’de enflasyon düşürülebilir mi?

Toplum psikolojisi dikkate alınmadan Türkiye’de enflasyon düşürülebilir mi?

11/08/2024
Ukrayna savaşı ile ilgili yeni bir değerlendirme ve çıkarılması gereken dersler

Ukrayna savaşı ile ilgili yeni bir değerlendirme ve çıkarılması gereken dersler

09/06/2024
Sonraki yazı
Qatar Airways, IATA Havacılık Karbon Borsasında işlem yapan ilk havayolu oldu

Havacılıkta yeşil dönem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SÜRMANŞET

Tarihin en büyük savunma anlaşması imzalandı!

Tarihin en büyük savunma anlaşması imzalandı!

14/05/2025
Yılın ilk SSİK kararları açıklandı: İşte masadaki milli projeler

Yılın ilk SSİK kararları açıklandı: İşte masadaki milli projeler

14/05/2025
Güney Kore, Türkiye’nin ‘TCG Anadolu’ modeline geçiyor!

Güney Kore, Türkiye’nin ‘TCG Anadolu’ modeline geçiyor!

13/05/2025
THY, Bingazi uçuşlarına 10 yıl sonra yeniden başladı

THY uçağında türbülansla başlayan krizde pilotaj etkisi

12/05/2025

Öne Çıkanlar

Qatar Airways’ten 200 milyar dolarlık Boeing anlaşması

Qatar Airways’ten 200 milyar dolarlık Boeing anlaşması

14/05/2025
HÜRJET Avrupa sahnesinde: İspanyol sanayiyle işbirliği imzalandı

HÜRJET Avrupa sahnesinde: İspanyol sanayiyle işbirliği imzalandı

14/05/2025
Rize-Artvin Havalimanı’na ikinci ‘ILS’ kuruldu

Rize-Artvin Havalimanı’na ikinci ‘ILS’ kuruldu

14/05/2025
Çinli havayolları İstanbul’u sevdi

Türkiye – Çin uçuşlarında 15 yıl sonra büyük artış!

14/05/2025
Havacılık, Savunma, Uzay ve Teknoloji Haberleri

Haber.aero haber içerikleri (fotoğraf, yazı, video) kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, içeriklerin tamamı kullanılamaz.  Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Uçuş Bilgileri
  • Gizlilik Politikası

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Alper Eliçin
    • Av. Görkem Gökçe
    • Prof. Dr. Fahrettin Öztürk
    • Editör
    • Bir Görüş
  • English
  • Fırsatlar
  • Gizlilik Politikası
  • Künye

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

- Select Visibility -