Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterindeki uçakları yüksek güvenlik ve kabiliyette kullanmaları hedeflenen pilotlar, insan vücudunun sınırlarını zorlayan cihazlarda birbirinden güç testleri geçmek zorunda.
Türk Silahlı Kuvvetleri, insan faktörü nedeniyle oluşan uçak kazalarının en aza indirilmesi için pilotlara, Eskişehir’deki Hava Kuvvetleri Komutanlığı Uçucu Sağlığı Araştırma ve Eğitim Merkezi Başkanlığında (USAEM) özel eğitim veriyor. AA ekibi, USAEM’de pilotlara yapılan testleri ve verilen eğitimi görüntüledi.
Uçucu personelin sağlığını belli standartta tutmak ve geliştirmek için çalışmalar yapılan merkezde, uçuştan kaynaklı ruhsal ve fiziksel etkilerin önlenmesine yönelik de eğitim veriliyor. Merkezde, uçulan hava aracının performansı sonucu ortaya çıkan birtakım fizyolojik tehditlerle bunlardan korunma yollarının pilotlara öğretilmesi amaçlanıyor. Böylece insan faktörü nedeniyle meydana gelebilecek uçak kazalarının en aza indirilmesi amacıyla uçuş emniyetine katkı sağlanıyor.
Dünyada birkaç ülke böyle bir merkeze sahip
Dünyada birkaç ülkenin sahip olduğu eğitim merkezinde, TSK uçucularının yanı sıra 15 yabancı ülkeden yaklaşık 2 bin pilot fizyolojik eğitim aldı. Uçucu sağlığına yönelik Türkiye’deki tek eğitim merkezi olan USAEM’de, pilotlara gökyüzündeyken karşılaşabilecekleri durumların fizyolojik etkisine karşı eğitimler veriliyor.
Eğitimler pilotların kullandıkları uçakların modeline göre farklılık gösteriyor. Teorik ve pratik olarak iki bölümde verilen eğitimlerin ardından pilotlar, son teknoloji cihazlarda teste tabi tutuluyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterindeki uçakları yüksek güvenlik ve kabiliyette kullanması hedeflenen pilotlara, insan vücudunun sınırlarını zorlayan cihazlarda birbirinden güç testler uygulanıyor.
Savaş pilotları, uçuş şartlarında karşılaşabilecekleri problemlerden kurtulmanın yollarını yerdeki bu cihazlarda emniyetle test ediyor.
G kuvvetine dayanıklılık seviyeleri ölçülüyor
Hava Harp Okulundan mezun olan pilot adayı subaylar ile TSK’daki uçucular, USAEM’deki insan santrifüjünde (G-Lab), uçucu vertigosu eğitim cihazında (Gyro-Lab), alçak basınç odasında, atlama sandalyesinde eğitim görüyor, gece görüş konusunda karşılaşılabilecek durumlara ilişkin bilgilendiriliyor.
Pilotlar, testler öncesinde uçuş tabiplerinin kontrolünden geçiriliyor. Bu kontrollerde herhangi bir sağlık sorunu belirlenmeyen pilotlar, özel uçuş ekipmanlarını giyinerek cihazlardaki yerini alıyor.
G-Lab’da Anti G pantolonu (G suit) giyinen pilotlar, teknik personelin son kontrolünün ardından pilotluk kariyerine büyük etki edecek teste başlıyor.
İnsan santrifüjündeki uçucunun her türlü verisi, kontrol odasından takip ediliyor. Pilot, bu cihazda belirlenen seviyelerde G kuvvetine maruz kalıyor. Bu dayanıklılık testine göre pilot, “uçuş men” ya da “uçuşa devam” raporu alıyor.
Eğitmenlerden Yarbay Selçuk Yüksel, merkezdeki en önemli eğitimin insan santrifüjü (G-Lab) konusunda olduğunu belirtti. Yüksel, yüksek performanslı uçaklarda görev yapan pilotlara, manevralar sırasında vücutları üzerine binen G kuvvetlerinin olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi ve bu kuvvetlere bağlı ortaya çıkabilecek bilinç kaybının önlenebilmesi için bu testlerin yapıldığını kaydetti.
Uçucu vertigosuna karşı eğitim
Uçak tiplerinden bağımsız, bütün pilotlara ve kokpit içindeki uçuş teknisyenlerine verilen en önemli eğitimlerden biri de uçucu vertigosu (Gyro-Lab) eğitimi.
Gyro cihazındaki eğitimde, gece uçuşu, bulut içi uçuş veya yeterli görüş referansı olmayan diğer durumlarda pilotun pozisyonunu ve yönünü yanlış algılamasına yol açan his yanılgıları durumundan kurtarıcı işlemler öğretiliyor.
Yarbay Yüksel, “Burada pilotlara uçuşta yaşanabilecek bazı hadiseler senaryo edilerek uçak içinde hissettikleri pozisyonun ne olduğunu soruyoruz. Genellikle pilot, hislerine güvenerek karar verdiğinde bu sorumuzu kesinlikle doğru yanıtlamıyor. Pilot, karşılaştığı böyle bir durumda hislerine değil uçuş aletlerine güvendiğinde uçağın kontrolünü sağlamada başarılı olduğunu tecrübe ediyor. Uçucu vertigosu kaynaklı kazalar, diğer kaynaklı kazalara göre üç kat fazla daha ölüm oranına sahip. Yani buradaki istatistikleri de koyduğumuz zaman uçucu vertigosu eğitimlerinin önemi karşımıza çıkıyor.” ifadesini kullandı.
Atlama sandalyesi
Merkezde jet pilotlarına verilen eğitimlerden birisi de atlama sandalyesi eğitimleri. Cihazla pilotlara acil durumda uçaktan nasıl fırlatılacaklarının uygulaması yaptırılıyor.
F-16 kokpit simülasyonunda verilen eğimde emniyetli bir atlama için gerekli olan doğru vücut pozisyonunun alınması öğretiliyor.
Alçak basınç odası eğitimi
Alçak basınç odası ya da irtifa çemberi olarak adlandırılan laboratuvarda, TSK’da görev yapan tüm uçuş personeline irtifada yaşadıkları yavaş veya ani basınç değişimleri sonucu oluşan durumlarla ilgili eğitim veriliyor.
USAEM’deki uçuş hekimlerinden Yarbay Nazım Ata, alçak basınç odasında 25 bin irtifanın simüle edildiğini belirterek, “Yüksek irtifadayken basınç kaybı, maske arızası ya da oksijen sistemindeki arızaların olduğu durumlarda uçuş ekibinde akut hipobarik hipoksi dediğimiz bir durum açığa çıkıyor, buna bağlı olarak da çeşitli semptomlar görülüyor. Burada sık ve derin nefes alıp verme, karıncalanma, bilinç bulanıklığı, bilinçsel fonksiyonlarda bozulma gibi uçuş ortamında kritik öneme haiz fonksiyonlarımızda sağlıkla ilgili problemlerimiz ortaya çıkabiliyor. Eğer bizim uçucularımız bu eğitim esnasında kendi kişisel hipoksi semptomlarını tanırlarsa gerçek uçuş şartlarında bu problemlerle karşılaştıkları durumlarda düzeltici manavları daha doğru şekilde yapabiliyorlar.” diye konuştu.
Uçucuların sağlığı, uçuş tabiplerine emanet
Türkiye’de 1931 yılından itibaren başlayan bir uçuş tabipliği kültürünün bulunduğunu dile getiren Ata, geçen zamanda 1500’den fazla uçuş tabibinin yetiştiğini belirtti.
Uçuş tabiplerinin, uçuşa gidecek herkesin sağlığıyla ilgilendiğini ifade eden Ata, “Uçuş tabibi olabilmek için temelde tıp fakültesi mezunu olmak, ardından da değişik dönemlerde, değişik sürelerde uygulanmış uçuş tabipliği kurslarından mezun olmak gerekiyor. Bugün itibarıyla Hava Kuvvetleri Komutanlığının tüm üslerinde uçucularımızın sağlığı, uçuş tabiplerimize emanet. Dolayısıyla herkesi uçuş tabibi olmaya, havacılığın bir paydası olarak da uçucularımızı desteklemeye bekleriz.” dedi.
“Milli imkanlarla geliştirilen projelere insan sağlığıyla ilgili destek veriyoruz”
USAEM Başkanı Albay Yusuf Türk, her yıl 1000-1500 arasındaki uçucuya eğitim verdiklerini belirtti.
USAEM’de uçuşla ilgili her türlü ölümcül riskleri yer seviyesinde, emniyetli şekilde önce akademik olarak anlattıklarını dile getiren Türk, merkezdeki cihazlarla da uçuş esnasında yaşanabilecek risklerden korunmanın yollarının uygulamalı olarak gösterildiğini ifade etti.
Pek çok cihazı bir arada bulundurmasından dolayı dünyada sayılı merkezlerden biri olarak öne çıkan USAEM’de TSK’daki uçucuların yanı sıra talep eden ülkelerin pilotlarına da eğitim verildiğini kaydeden Türk, milli imkanlarla geliştirilen milli muharip uçak, Hürkuş, Hürjet gibi tüm projelerde özellikle insan sağlığıyla ilgili destekler verdiklerini vurguladı. Türk, şunları kaydetti:
“Uçak kategorisine göre cihazlarımızda işlem yapılmaktadır. Muharip jet uçaklarının eğitimleri en ağırı olmaktadır. Meydana gelecek koşulların riskleri onlar için biraz daha fazla oluyor. Eğer helikopter pilotu ise bu cihazların tamamında eğitim vermiyoruz. Önemli olan akademik eğitim. Bu çok önemli. Biz bunu tüm pilotlara veriyoruz. Rütbe ve yaş hiç önemli değil. Teğmenden generale kadar tüm uçucularımız her dört yılda bir eğitim almaktadır.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.