Sancak Infligth Service Yönetimi Kurulu Başkanı Mustafa Bayrak, havayollarının ikramları kısmasının Covid-19 salgınıyla alakası olmadığını bunun sadece ekonomik bir planlama olduğunu söyledi.
Haber Aero’ya özel açıklamalarda bulunan Bayrak, Covid-19 etkisiyle havayollarının ekonomik bir planlama olarak ikramı durdurduğunu açıkladı. Bu zamanda restoranlara da gidildiğini ve buralarda yemek yedildiğini belirtti.
Covid-19 sürecinde havacılık sektöründe yaşanan sıkıntılardan dolayı çalışan sayılarında çok ciddi bir azalma olduğunu kaydederek, “Şu an yüzde 5 kapasiteyle çalışıyoruz. Türkiye genelinde geçen ay 300 kişi ile çalıştık. Normalde bu sezonda bin 200 personelin iş başında olması gerekirdi” dedi. Turkish Do&Co ile birlikte Türkiye’nin iki önemli havayolu ikram şirketinden bir olan Sancak Inflight’ın sahibi Mustafa Bayrak’ın sektöre yönelik değerlendirmeleri şöyle:
“İstanbul Havalimanı’nda yüzde 100 kapasite büyüttük”
Salgından dolayı sınırlı sayıda havayolu İstanbul’a uçuyor. Biz de bu sebepten dolayı sınırlı sayıda ikram üretiyoruz. Bizim 7 meydanda tesislerimiz mevcut. Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na geçtikten sonra yüzde 100 kapasite büyüttük, daha büyük bir binaya geçtik. Dolayısıyla bizim bu kapasitemize göre maksimum yüzde 5 kullanım yapıyoruz. İzmir, Bodrum, Dalaman, Antalya, servis olarak Alanya, Ankara ve İstanbul Havalimanı’nda varız.
“Sabiha Gökçen Havalimanı’nın arsa kiraları İstanbul Havalimanı’ndan 4 kat daha pahalı”
Sabiha Gökçen ve Atatürk Havalimanı’nda da mevcuttuk, ancak İstanbul Havalimanı tesisimizi açtıktan sonra Atatürk Havalimanı tesislerimizi kapattık. 30 Nisan 2020 itibarıyla Sabiha Gökçen’den de ayrıldık. Biz orada bir veya iki havayolu firmasına hizmet veriyorduk. Sabiha Gökçen’in kiraları çok yüksek. Hepimizin bildiği gibi İstanbul Havalimanı’nın kiraları da çok yüksek, ama Sabiha Gökçen Havalimanı’nın arsa kiraları yaklaşık 4 kat daha pahalı. Maliyetin yüksek olması ve müşterinin olmamasında dolayı oradan ayrıldık. Zamana bağlı olarak ilerde dönme ihtimalimizde olabilir. Haziran’dan sonra faaliyete geçme durumu oldu. Hatta 4 Nisan’da hepsi başlayacak dendi. Haziran ayında sıcaklar geldiğinde salgın yok olacak bile denmişti. Ancak öyle olmadı. Şu an tekrar yavaşlamaya girdi ve o yavaşlama devam ediyor.
“İkram modelleri salgın öncesine döndü”
Yeni normallerle başlayan tedbirler aynı şekilde uygulanıyor. Sadece değişiklik uçağa çıkan ekiplerin maske takmaları, kullanıp atılabilen kıyafetleri oldu. Bir tek o fark oldu. Onun dışında tüm hijyen tedbirleri her zaman alınıyor. Çalıştığımız şirketlerle iş modelinde bir değişiklik olmadı. Sadece bazı talepleri oldu. İkramların kutuda verilmesi düşünüldü, sonra yine eski tarza yani salgın öncesindeki ikram modeline dönüldü. Bu esnada yurt dışına açılma konusunda da talepler geldi. Şimdilik veya kısa vadede Türkiye içinde kalma düşüncesindeyiz. Yurtdışını düşünmüyoruz. Özellikle şu dönemde düşünülecek bir konu değil. Amacımız ilk olarak Türkiye içini çözmek. Uçuşlar başlasın hareket olsun diye bekliyoruz.
“Günlük 50 bin tepsi kapasitemiz Var ”
Atatürk Havalimanı’ndaki tesislerimiz gayet modern yeni bir tesisti. Neredeyse 30 yıl kullanılabilecek kapasitede bir tesisti. Ancak İstanbul Havalimanı’na tesislerimizi taşınmak mecburiyetinde kaldık. Atatürk Havalimanı’nı tamamen kapattık. Buraya geçince tesisi iki misli daha büyük yaptık. Şu an tesisimiz 10 bin metrekare. Ve burada günlük tepsi adedi olarak 30 bin kapasite. Buna ilaveten de 20 bin adet sandviç, kek tarzı ikramlar yapabiliyoruz. Yani toplamda 50 bin adet kapasite burada mevcut. Dolayısıyla Atatürk Havalimanı tesislerimizden çok daha büyük. Yüzde 50’den daha büyük.
“İGA’dan arazi rezervi yaptırdık”
İGA’da modern en son sistem, en üst seviyede 3 katlı bir tesisimiz var. Mevcut binayı talebe göre arsa alarak da büyütebiliriz. Hatta İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’dan yanda bulunan araziyi bize rezerve etmelerini talep ettik. Mevcut bina içinde de büyüme imkanımız var.
“Kaliteli malzeme ve iyi ekiple ikram üretiyoruz”
Ürünlerimizin serüveni kaliteli malzemeyle başlıyor. Yani ilk olarak kaliteli ürünler almanız gerekir. İkincisi taze ürünler. İyi bir ekibiniz olacak. Aşçılarınız iyi olacak. Aşçılarımızın özelliği uzun yıllar havayolu sektöründe çalışmış olması. 30 seneye yakın bizimle çalışan ekiplerimiz var. İkramda çalışmış olan ekiplerimiz var. Dolayısıyla hepsi uçak ikramında tecrübe sahibi. Tabi uçakta kaliteli ürünün sunulması için bir de havayolunun bu işe ayırdığı bütçe önemli. İkramlardaki kalitemiz, ürün tercihlerimiz ve aşçılarımızın tecrübesinden geliyor.
“İkram kısıtlamaları ekonomik sebeplere dayanıyor”
Şu an fazla havayolu uçmadığı için bir rekabet de yok. Havayolları da bu durumu kullanarak ikramda kısıntıya gitti. Yediğiniz sandviçte, taze pişmiş ikramla koronavirüsün ne alakası var? Bu zamanda restoranlara da gidiyorsunuz ve buralarda yemek yiyorsunuz. O zaman oraya da gitmemek lazım. İkram kısıtlamalarının ekonomik sebeplere dayandığını düşünüyorum.
Havayolları ikramlar için model getirip bunu yapın diyor. Veya bizim ürünlerden menüler oluşturuyorlar. Hangi menüyü kullanacaklarını tayin ediyorlar.
Nisan ayında Japan Airlines uçuşlara başlayacaktı, ancak salgından dolayı gerçekleşmedi. Bazı Çinli havayolları da başlayacaktı o da olmadı. Burada sunum yaparken onların talepleri doğrultusunda, onların damak tadı ve menülerine göre ikram hazırladık.
“İkramlar uçaklara taze yükleniyor”
Tesislerimizde ekmek yapılan bölüm ayrı, soğuk ayrı, sıcak ayrı, tepsi hazırlama ayrı gerçekleşiyor. Donmuş gıda kullanmıyoruz. İkramları taze olarak pişiriyoruz. Daha sonra hızlı bir şekilde 6 ila 10 derece arasında bir soğutmaya giriyor. Sonra çıkarılıp tepsilere konup soğuk odalarda uçağa nakil için hazır hale geliyor. En geç 24 saat içinde de yolcunun uçakta bunu tüketmesi gerekiyor. Hatta 24 saatten önce… Çünkü havayolları bizden bunu istiyor. Soğuk kamyonlarla uçağa nakil ediliyor. Uçakta da ısıtılıp yolcuya sunuluyor. Soğuk tarafı zaten soğukta duruyor. İçeceklerde soğuk odalarda bekletiliyor.
“Hijyen hep vardı”
Tesislerimizde genel koronavirüsten önce de hijyen önlemleri aynıydı. Bizim tesislerimiz zaten hijyenik olması gereken bir ortam. Burada çalışanlar normalde de hijyenik şartlarda çalışmak zorundalar. Sadece girişte ateş ölçümü yoktu salgın sonrası tesise girişte personelin ateşini ölçüyoruz. Uçağa giden personelde maske, eldiven, koruyucu kıyafet ve sosyal mesafeye kurallarına uyuyor.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.