Daha önceki yazımızda başarıya giden yolda en önemli adımının çalışmak olduğunu belirtmiştik. Gerçekten sistemli çalışma düzenini hayata geçirmeden, mücadele vermeden, ter dökmeden, uykusuz kalmadan, geçici eğlencelerden feragat etmeden, sadece rutin bir hayat döngüsü içinde kalarak başarılı olabilmek çok zordur. Her başarının ardında çok büyük emek ve fedakârlıklar vardır. Bu yazımızda da başarıyı bir bütün olarak ele alacağız. Herhangi bir işte, projede, derste veya günlük hayattaki basit bir faaliyette başarılı olabilmenin sırrı nedir? Bu soruya cevap arayacağız.
Bir işe başlamayı başarmak çok önemli diye düşünüyoruz. Hatta büyüklerimiz “hele bir başla gerisi gelir, başlamak bir işin yarısıdır” gibi tabirler kullanırlar. Çoğunlukla yapılacak işi zihnimizde büyütürüz ve söz konusu iş bize üstesinden gelemeyeceğimiz kadar zor gelir, bu da psikolojik bir etki yaratır adeta ayağımız geri geri gider. O yüzden başlamak önemlidir. Zihinsel bir mücadeleyi kazandığımızı ve ataleti yendiğimizi gösterir. Burada vurgulamak istediğimiz en önemli nokta şudur. Bir işin yapılması için karar verdiğimizi yani iradeyi ortaya koyduğumuzu göstermiş oluruz başlamakla. Bu irade çalışmanın devamını getirmemizi sağlayacak gücü de bize verir. Bu hususa ülke perspektifinden, yerlileştirme millileştirme açısından bir örnek ile yaklaşalım. Eğer kendi otomobilimizi veya kendi cep telefonumuzu kendimiz yapacağız gibi bir irade ortaya konulursa ve bu irade için sıralayacağımız adımlar atıldığında başarıyı sağlayacak süreç kendiliğinden işler kılınır. Buradaki önemli nokta kararlı olmaktır. Bu yolda karşılaşılacak engellerle yılmadan mücadele edebilecek zihinsel güce sahip olabilmektir. Hiç bir güç bu yolda bizi engellemelidir. Mücadele ruhu işin tamamlanmasına kadar devam ettirilmelidir.
Bir projeye veya bir işe başladıktan sonra tam odaklanma sağlanarak bu yolda yılmadan çalışmalı, faaliyetleri ve teslimat planlarını iyi yapmalı ve günlük çalışmalarda proje faaliyetlerine öncelik verilmelidir. Proje sorumlusunun veya proje ekibinin bir bütün halinde düşüncesini, enerjisini ve zamanını yani tüm kaynaklarını yapılan işin başarısına adamasını odaklanma olarak tanımlayabiliriz. Tüm ekip proje işlerini öncelikli konusu olarak görmeli ve bu doğrultuda gayret göstermelidir. Eğer amacımız bir otomobil üretmekse, tek amacımız bu olmalıdır. Hiç bir suretle hedeften sapmamalı, farklı konulara yoğunlaşmamalıyız. Günümüzde maalesef dikkati bir noktaya toplamak oldukça zordur. Teknolojinin ilerlemesi ile hayatımıza giren akıllı telefonlar, tabletler bu dönemde dikkat dağınıklığının en yüksek noktaya çıkmasına neden olmuştur. İnternet kullanımın giderek artığını düşünürsek bu dağınıklığı toparlamak her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Eğer bir işte başarılı olmak istiyorsak o işe kendimizi tam anlamıyla vermeliyiz. Aklı hep başka yerde olan yani dikkatini odaklanması gereken yere toplayamayan insanlar; okulda da, işte de, sosyal ilişkilerinde de başarılı olamazlar. Sistematik ve odaklı çalışma yöntemini tesis etmeden hiç bir zaman nihai hedefe ulaşılamaz. Tıpkı çalışmak gibi odaklanmak, geliştirilmesi ve öğrenilmesi mümkün olan bir yetkinliktir. Odaklı çalışma ile bir işin layıkıyla tamamlanıp diğer işe geçilmesi gerekir. Hedefe küçük ama emin adımlarla ulaşılır. Hızın çok öne çıktığı günümüzde bu görüşümüze karşı çıkacaklar olabilir. Hız her şey değildir. Odağını saptırmadan bir işi tamamlayıp bir yenisine geçebilmek, çalışma sırasında edinilen bilginin özümsenmesini ve yeni bir işe emin adımlarla başlamak için gereken özgüveni sağlar. Uzun solukta bu özgüven işlerin kaliteli ve daha kısa sürede yapılmasını sağlayacak sistematiğin kurulması için temel teşkil eder.
Çalışmak, çalışkan olmak ayırt edici bir özelliktir. Bir işe odaklandıktan sonra bu uğurda gece gündüz demeden çalışmak, başarının en önemli unsurudur. Buradaki ince nokta sistematik çalışmayı becerebilmektir. Temelden başlayıp en ince detaylara inilecek şekilde çalışma yapılmalıdır. Çalışma; bilgi, tecrübe ve teknoloji tabanlı olmalıdır. Konunun gerektirdiği her türlü bilgiye sahip olunmalı, eğitimler alınmalı ve başka kişilerin yaşadığı tecrübelerden faydalanılmalıdır. Bu şekilde yapılan sistemli ve bütüncül çalışma yöntemi başarıyı getirir. İlgili çalışma için gereken temel bilgilere sahip olmadan yeni bilgiler üretilememez. Temel teknolojilere hâkim olmadan yeni teknoloji geliştirilemez. Bu anlamda yılmadan, yorulmadan çalışmak gereklidir. Çok okuyan, okuduğunu anlayan, anladığını uygulayan bir yapıyla başarıya giden yolda adımlar hızlanır ve hedefe ulaşılır. Yol budur bundan başka yol yoktur. Kısa yollar bizi hedefe ulaştıramaz yarı yolda bırakır.
Bilimsel faaliyetlerin, zor projelerin ve hatta karşılaştığımız her türlü müşküllerin ilacı ise sabırdır. Sabır olmadan hiç bir şey olmaz. Hazreti Mevlana buyurmuş ki “Çalınan her kapı açılsaydı, ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı. Sabır, insanı maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur. Sabır öyle bir iptir ki; sen kopacak sanırsın, o gittikçe güçlenir. Sen bitecek sanırsın, o gittikçe çoğalır. Her şeyin anahtarı sabırdır. Civcivi, yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil!”
Günümüzde bir çok projenin başarısızlığının temel sebebi gerekli sabrın gösterilememesidir. Çünkü insan çok acelecidir, herşeyin hemen olmasını istemektedir. Ama biliyoruz ki ne yaparsak yapalım çocuk 9 ayda dünyaya geliyor, erken doğarsa ya ölüyor ya da yeterli gelişimi sağlayamıyor ve sağlık problemleri oluyor. Bütün işlerin doğal bir akışı vardır. Eşyanın tabiatına aykırı hareket edilmemelidir. İnsan hem sınırlıdır, hem de sınırsız. Sabreder ve çok çalışırsa kendi sınırlarını aşar, potansiyelini etkin kullanabilir. Tekrar Mevlana Hazretlerine dönecek olursak; “Sabırlı olun, zira bulutlar ağlamasa, yeşillikler nasıl gülebilir? Aceleci olmayın, maksada sabırla erişilir, acele ile değil. Alelâde otlar iki ay içinde, kırmızı gül ancak bir yılda yetişir. Tencerede bile yavaş ve ustaca kaynayan yemek, delice kaynayandan daha lezzetlidir.” En kuvvetli ilaç bir hedefe odaklanmak, o doğrultuda sabırla çalışmaktır. Her şeyin bir olgunlaşma zamanı vardır, olgunlaşmadan lezzet olmaz. Acele işe şeytan karışır. Çok büyük eserler hep sabrın ürünüdür. Acele ile yapılan işlerle güzel eserler çıkarılması mümkün değildir. Hep birlikte güzel çalışma ve projelerde sabırla değer oluşturabilmek dileğiyle…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.