• Hakkımızda
  • İletişim
  • Uçuş Bilgileri
  • Fırsatlar
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
27 Aralık 2025
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Ana Sayfa Özel Röportajlar

“Her Boeing uçağında Türk izi var”

27-12-2025 10:17
0
“Her Boeing uçağında Türk izi var”

Ayşem Sargın Boeing Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Foto: Haber Aero

PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Boeing, bu yıl Türkiye’deki 80. yılını kutluyor. İlk önce uçak teslimatıyla başlayan; sanayi, mühendislik ve stratejik ortaklığa dönüşen Boeing–Türkiye ilişkileri, 80 yılda çok boyutlu bir iş birliğine dönüşmüş durumda. Boeing’in Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Ayşem Sargın, son 10 yıldır bu görevi yürütüyor. Boeing-Türkiye ilişkilerinde 80 yılda neler oldu?

Bu süre zarfında Türk havacılık sanayisinin Boeing ile bütünleşmesini ve doğrudan iş birliklerini artırmasını sağlamış; sivil ve askeri havacılık alanındaki önemli projelerdeki etkilerine ciddi katkılar sunmuş bir isim. Ayşem Sargın, Haber Aero’ya Boeing–Türkiye ilişkilerinin 80 yıllık serüvenini değerlendirdi.

“Boeing’in Türkiye ile geçmişi DC-3’e dayanıyor”

  • Boeing’in Türkiye’yle beraber olduğu 80 yıllık süreçte grafiğinin en yüksek olduğu dönem ne zaman?

Boeing ve Türkiye arasındaki ilişkiyi 80 yıl olarak ele alırsak, bu sürecin zirve noktalarını belirlemek gerçekten zor. Çünkü genellikle şirketler, satışlarının en iyi olduğu dönemi ya da büyük projeleri öne çıkarırlar, ancak biz daha bütünsel bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu nedenle, Boeing’in Türkiye ile olan ilişkisini sadece bir başarı hikâyesi olarak değil, çok daha geniş bir perspektiften değerlendirmek istiyoruz. Boeing’in Türkiye ile olan 80 yıllık geçmişi, aslında bir DC-3 uçağının teslimatıyla başlıyor. Bu uçak, başlangıç noktamız. Boeing‘in Türkiye ile ne kadar başarılı olduğunu, uçaklarımızın havayolu şirketleri tarafından başarıyla kullanılması ve filo sayılarındaki artışlardan görebiliyoruz. Uçak üretimi bizim işimiz, ancak Türk izinin uçaklarımızda yer alması bizim için çok daha anlamlı. Ayrıca, Türkiye’nin bize ve uçaklarımıza güvenmesi de bizim için büyük bir motivasyon kaynağı.

Boeing ile Türkiye arasındaki sanayi iş birliği 2002 yılında çok derinleşmeye başladı. Bu dönemde, Türkiye için üretilen 4 adet Boeing 737 AEW&C (Barış Kartalı) uçağı büyük bir dönüm noktası oldu. Bu uçakları tamamen Türk sanayisiyle birlikte ürettik. Boeing olarak biz de bu projeye dahil olduk ve Türkiye’nin uçak üretimindeki katkıları gerçekten çok önemliydi. Bu başarı, Türkiye ile birlikte çalışmanın bize ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

“2002 yılı itibariyle Boeing Türkiye’ye yerleşmeye başladı”

Bundan sonraki yıllarda, Boeing ve Türk sanayisi arasındaki iş birliği giderek büyüdü ve 2 milyar doları aşan bir iş hacmi oluştu. Bu süreç, uluslararası büyük şirketlerin Türkiye’nin havacılık sektörüne olan güvenini pekiştirdi. Türkiye’nin NATO üyesi olması, bu güveni daha da artırdı. Türkiye, çok sayıda uluslararası firma ile çalışarak büyük bir kabiliyet kazandı. Bu da Boeing’in Türkiye’ye olan güvenini pekiştirdi.

Zamanla, Türkiye’nin sivil havacılık sektöründe de ciddi bir büyüme yaşadığını gördük. Doğu ve Batı arasındaki stratejik konumunu, havacılık alanında çok iyi bir şekilde değerlendirdi ve gelişimini hızlandırdı. Boeing, sivil havacılık alanındaki iş birliklerini artırarak, tedarik zincirindeki işlerini daha çok sivil tarafla sürdürüyor. Ancak Boeing’in Türkiye’deki başarısının en önemli dönüm noktalarından biri, 2002 yılıydı. Bu yıldan itibaren, Boeing’in Türkiye’ye yerleşmeye başladığını ve Türk sanayisiyle çok sağlam bir güven ortamı kurduğunu söyleyebiliriz.

2017 yılı ise başka bir önemli dönüm noktasıydı. Boeing, Türkiye ile birlikte büyümeye taahhüt ettiği Türkiye Milli Havacılık Planı’nı açıkladı. Bu plan, Boeing’in Türkiye’ye olan güvenini ve birlikte büyüme isteğini gösterdi. Ayrıca, uzun vadeli kontratlar, firmalar arasındaki güveni pekiştiren unsurlar. Boeing, bir tedarikçi firmayla uzun süreli bir anlaşma yaparak ona güveniyor. Bu güven ortamı, havacılık sektöründe çok kolay oluşturulmaz ve yıllar süren çalışmalar sonucunda elde edilir. Boeing’in Türkiye ile ilişkileri çok yönlü bir başarı hikâyesi. 2002’deki ortaklık ve 2017’deki taahhüt, bu sürecin en önemli dönüm noktalarından biri.

  • Milli Havacılık Planı’nı Seattle’da açıklamıştınız değil mi?

Evet, Milli Havacılık Planı hem Türkiye’de hem de Seattle’da açıklanmıştı. Tören düzenlemiştik. Bu Milli Havacılık Planı ile de güvenimiz son seviyeye ulaştı. O dönemde burada ilk mühendislik merkezimizi de açmış olduk. Türk mühendisleri burada, Boeing adına tüm dünyaya başarıyla iş yapıyor. Bu yüzden uçaklarımız Türk izi taşıyor diyorum. Artık sadece sanayi değil, mühendislik de işin içinde.

Bunun ötesinde, 2017’den itibaren Milli Plan’a ek maddeler koyduk. Sadece belli tedarikçilerle çalışmayalım, dünya çapındaki havacılık tedarik zincirine daha çok Türk şirketinin girmesi için eğitimler düzenleyelim dedik. Bu, daha önce bir anlaşması olmayan bir durumdu ve Boeing’in Türkiye ile daha fazla çalışmak istemesiyle ortaya çıktı. Ancak tedarik zincirine katılmak hemen olacak bir şey değil; bu süreç uzun zaman alabilen bir yapıdır. Ama yön doğru, gidişat çok güzel.

“Boeing’in beraber çalıştığı ülkelere katkı sağlama prensibi var”

Bir de Boeing’in Türkiye’de yaptıklarıyla gurur duyduğum bir nokta daha var. Uçaklardan öte, Türkiye‘nin içine işleyen tarafını da önemsiyorum. Boeing’in beraber çalıştığı ülkelere katkı sağlama gibi bir prensibi var. Şirketimiz birkaç yıldır zor bir dönemden geçse de desteğini hiçbir zaman çekmediği konulardan biri de bu. Yıllardır burada faaliyet gösterdiğimiz için toplumsal projelere de katkı sağladık. Havacılıkla doğrudan ilgili olmasa bile bazı önceliklerimiz var. Örneğin, çocuklarımıza eğitimler veriyoruz, İstanbul Havalimanı‘nda Uçuş Akademisi açtık, gençler için simülatör sistemleri kurduk ve uçuş rota planlamaları yapıyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin bilim alanına yönelmesini ve sonrasında havacılığa geçiş yapmalarını sağlamak için çok sayıda programa destek sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda bu tür konulara milyonlarca dolar harcadık. Ayrıca, mobil ünitemizle bu eğitimleri farklı şehirlerde de verebiliyoruz. Deprem bölgesine iki kez mobil ünitemizi gönderip eğitimler verdik. Aslında anlatmak istediğim şey şu ki, umarım olumlu bir etkisi olur. Bu projeler doğrudan Boeing’le ilgili olmayabilir, ama havacılık sektörü her geçen gün büyüyen bir sektör ve Türk insanının kabiliyetine, potansiyeline çok güveniyoruz. Türkiye, insan kaynağını ihraç edebilir. Gençlerimizin işleri sadece Türkiye’de olmamalı; kaliteli bir şekilde dünyanın her yerinde olmalılar. Küresel olarak havacılık, istihdam yaratan bir sektör. Bu projeler bizim için çok önemliydi.

“2050’ye kadar karbon emisyonlarında ciddi düşüş öngörüyoruz”

Ayrıca, üniversitelerle iş birliklerimiz de var. Hem gençler hem de akademik düzeyde çok güzel çalışmalarımız oldu. Ar-Ge projelerimiz var ve hatta bir projemize Amerika’dan bir ortak patent almıştık. İTÜ ile birlikte çok güzel çalışmalarımız oldu. Bazı havacılık fakültesi öğrencilerine burs veriyoruz, akademisyenlere destek sağlıyoruz; yani burada da bir çeşitlilik var. Girişimcilik projelerine de destek verdik. Yakın zamanda açıkladığımız sürdürülebilir havacılık platformumuz var. Bu proje inanılmaz bir şekilde ilerliyor ve yeni bir ödül aldı. Uluslararası iş birliği alanında ödüllendirildik. Sürdürülebilirlikte ödül kazanan bu projemiz şimdi de diyoruz ki; Biz havacılıkla teması olan şirketleri, platformumuzun üyesi yapalım ve hep birlikte, Türkiye’deki karbon emisyonlarını havacılık sektörüyle nasıl azaltabiliriz, buna yönelik bir çalışma yapalım. 28 üyesi oldu ve içinde enerji şirketleri, havalimanı işletmecileri ve çok çeşitli sektörden firmalar bulunuyor. Gerçekten çok güzel bir iş birliği oluştu. Türk Hava Yolları ve İstanbul Teknik Üniversitesi ile bu sene Türkiye‘nin ilk sürdürülebilir havacılık yakıtı ile ilgili bir yol haritası çalışması yaptık. Çok mutluyuz ve gururluyuz. Yakında sonuçları açıklayacağız. Bu projeyle, Türkiye‘nin 2050 yılına kadar havacılıkla ilgili karbon emisyonlarında çok ciddi bir düşüş öngörüyoruz. Bu model, Türkiye‘nin modeli oldu. Boeing olarak biz de katkı verdik, ama neticede Türkiye‘nin sürdürülebilirlik vizyonuna çok önemli bir katkı sağlamış olduk.

Ayrıca bu projenin alt kırılımları da var. Bu, Türkiye‘ye yeni bir ekonomi yaratma potansiyeli sunuyor. Bildiğiniz gibi, sürdürülebilir havacılık yakıtı gibi projelerin tarımla da bağlantıları var. Bu projede enerji, tarım ve diğer sektörlerle birlikte istihdam yaratma potansiyelini inceledik. İstanbul Teknik Üniversitesi‘nin yaptığı çalışmaların sonuçlarını inşallah yakın zamanda paylaşacağız.

Ayşem Sargın Boeing Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Foto: Haber Aero
  • Sürdürülebilirlik Boeing açısından gelecekte ne vaat ediyor?

Boeing’in sürdürülebilirlik hedefleri ve planları hakkında ilk duyanlardan biri olarak, gerçekten somut sonuçlar elde ettiğimizi söyleyebilirim. Karbon emisyonlarını azaltma konusunda etkileyici bir model ortaya çıktı. Ancak bu sadece çevresel etkilerle sınırlı değil, ekonominin farklı alanlarına da dokunan bir boyutta. Bu süreç oldukça özel ve çalışır bir model haline geldi. Şimdi, bu projeyi devlet kurumlarımızla paylaşmayı planlıyoruz ve bir lansman yapacağız. Ben de merakla bekliyorum ve neler olacağını görmek için heyecanlıyım.

  • Türkiye’de askeri alanda neler yapıyorsunuz?

Askeri alandaki iş birliklerimiz çok önemli projeleri kapsıyor. Bildiğiniz gibi, Barış Kartalı projemiz var ve bu büyük bir başarı. Bunun dışında, Türkiye’deki 11 adet Boeing CH-47 Chinook helikopterimiz de var. Bu helikopterler çok önemli görevlerde kullanılıyor ve belki önümüzdeki dönemde bu sayının artmasını bekliyoruz. Daha önce bazı platformlar da vardı, örneğin F-4 uçakları ve tanker uçaklarımız hâlâ Türkiye‘de hizmet veriyor. Gelecekte de yeni fırsatları değerlendirmeyi umuyoruz. Özellikle Barış Kartalı ve Chinook helikopterleri, Türkiye‘nin hava kuvvetleri için çok önemli araçlar ve gerçekten benzersiz özelliklere sahipler.

“Türkiye, savunma ve havacılıkta büyük bir kabiliyet kazandı”

  • TUSAŞ ile de uçaklarınıza parça üretiminde çok yakın çalışıyorsunuz. Başka Türk şirketleriyle de benzer çalışmalarınız söz konusu…

TUSAŞ örneğinden yola çıkarsak, gerçekten çok önemli bir noktaya değiniyorsunuz. Türkiye, yıllar içinde savunma ve havacılık sektörlerinde büyük bir kabiliyet kazandı. Bu artış, aslında iki ana yönde gelişiyor. Birincisi, son ürünlerin üretimi ve ihracatı. Türkiye, son yıllarda gerçekten çok güzel platformlar üretiyor ve bu ürünler, özellikle savunma sanayisinde önemli bir gelişim gösteriyor. Yerli üretimle birlikte, Türkiye bu sektörde büyük bir ilerleme kaydetti ve artık önemli bir ihracatçı ülke konumuna geldi. İkinci olarak, şirketlerin, örneğin TUSAŞ ve Kale Havacılık gibi büyük sanayi kuruluşlarının katkıları da büyük. TUSAŞ ve Kale Havacılık şirketlerini ziyaret ettiğimde, oradaki devasa fabrikaları görmek beni gerçekten çok mutlu etti. Çünkü dışarıdan bakıldığında, Türkiye‘nin bu kapasitesi pek görünmüyor. Ancak ihracat rakamlarına ve üretilen platformlara bakıldığında, ciddi bir kabiliyet artışı gözlemleniyor. Bu süreçler gerçekten zorlu ve uzun, ancak Türkiye artık bu eşiği aşmayı başardı.

Bugüne kadar, özellikle savunma sanayiinde elde edilen bu kabiliyetler, uluslararası şirketlerle iş birliklerinde de kendini gösteriyor. Türkiye, ne kadar ileriye giderse, burada üretilen platformların da başarılı olabilmesi için en iyi uygulama örneklerini sunuyor. Bu, bizim alımlarımıza da yansıyor ve bu sayede Türkiye’nin mühendislik ve sanayi kabiliyeti yükseliyor. Bu kabiliyet artışı, karşılıklı bir kazan-kazan durumu yaratıyor. Türkiye, daha fazla yerli üretim yaparken, biz de Türk sanayisinden daha fazla parça alıyoruz. Uçaklarımızda Türk mühendislerinin imzası bulunuyor, bu da bizim için gurur kaynağı. Sonuç olarak, bu etkileşim bizim için çok olumlu ve biz Boeing olarak Türkiye’nin havacılık sanayisindeki başarısından gurur duyuyoruz.

“Boeing’le çalışmak için sertifikalar ve denetimler gerekiyor”

  • Savunma ve havacılıkta Türkiye, ciddi anlamda büyük şirketler kavuştu. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketlerimizin Boeing ile iş yapabilmeleri için hangi prosedürleri yerine getirmesi gerekiyor?

Bu süreç uzun bir yolculuk. Ne kadar farkında olsalar ve iyi iş yapsalar da Boeing’le çalışmak için belirli sertifikalar ve denetimlerden geçmeleri gerekiyor. Şirketiniz çok iyi bir üretim yapıyor olabilir ve dünyada yalnızca o üretiyor olabilir, fakat bu yeterli değil. Uluslararası sertifikasyonlara sahip olmak çok önemli. Bu süreçler hakkında bilgi vermeye hazırız ve isteyen şirketlerle temasa geçebiliriz. Bu, genellikle uzun vadeli bir süreç, 2-3 yıl sürebilir. Ama bir kez başladığınızda süreci tamamlamak da mümkün. Hatta şu anda birkaç Türk şirketiyle aktif olarak çalışıyoruz ve bu süreçleri birlikte yürütüyoruz. Geçmişte, daha çok TUSAŞ gibi büyük tedarikçilerle çalışıyorduk, alt yükleniciler bu platformlarla birlikte çalışarak Türk ürünlerine ulaşabiliyordu. Ancak şu an, eğitimler ve sertifikasyon süreçleri sayesinde doğrudan Boeing’den teklif almak isteyen çok daha fazla şirketimiz var. TUSAŞ kendi platformlarına odaklansa da Türkiye’deki diğer şirketlerimiz de bu seviyede iş yapabiliyor ve doğrudan teklif verebilecek duruma geldiler. Elbette, uzun ve zorlu bir süreç; finansal güç, sabır ve kalite standartları gerektiriyor, fakat bu yolda güzel örneklerimiz de var.

“Türkiye’yi iyi anlamak ve anlatmak çok önemli”

  • Boeing’in Türkiye’deki 80 yıllık sürecinin son 10 yılında siz varsınız. Daha önce, Boeing’i Türkiye’de genellikle yabancı isimler temsil ediliyordu. Sizinle birlikte Boeing, Türkiye’de daha fazla genişleme ve büyüme potansiyeline ulaştı. Yanılıyor muyum?

Evet, bu doğru. Önceki yıllarda, Boeing Türkiye’de genellikle yabancı temsilciler tarafından yönetiliyordu. Ancak son 10 yılda Türkiye’deki büyüme ve potansiyeli daha iyi anlamak adına bir Türk ekibinin olması daha verimli oldu. Türkiye, dışarıdan bakıldığında çok görünür olmuyor, özellikle de Avrupa’yla daha yakın ilişkiler kuran bir bölge. Ancak, Amerikan şirketleri için yerelleşmiş yönetimlere sahip olmak çok önemli. Ben de Amerikan Şirketler Derneği’nin yönetim kurulundayım ve gözlemlediğim kadarıyla, Türk pazarını ve kültürünü iyi anlayan birine ihtiyaç duyuluyor. Çünkü, kültürü ve pazarı anlayarak doğru stratejileri buraya bilenler geliştirebiliyor. Bu noktada, Türkiye’yi iyi anlamak ve anlatmak çok önemli. Çünkü ne kadar iyi olursanız olun, kabiliyetiniz ne kadar yüksek olursa olsun, bu dikkati toplamak ve Türkiye’ye özel doğru stratejileri geliştirmek kritik bir adım. Ben ve ekibim, bu konuda önemli bir rol üstleniyoruz ve Boeing olarak Türkiye’deki büyüme potansiyeline güveniyoruz.

“Türkiye’yi Orta Asya için bir merkez olarak konumlandırıyoruz”

  • Aynı zamanda geçen yıl Boeing’in Orta Asya sorumlusu da oldunuz? Orta Asya’daki gelişmeler nasıl?

Evet, son bir yıldır Orta Asya‘nın da sorumluluğunu üstlendim. Bu bölgeyi takip ediyorsanız, son dönemde Boeing olarak Orta Asya’da önemli bir atılım yaptığımızı görebilirsiniz. Daha önce de burada bir miktar filomuz vardı, ancak son yıllarda Boeing filosu giderek büyüdü. Türkiye’yi burada bir merkez olarak konumlandırıyoruz. İş gücü, mühendislik ve diğer alanlarda yüksek bir kapasiteye sahipiz. Filo büyüdükçe, Boeing’in işinin sadece uçak satmakla bitmediğini daha iyi anlıyoruz. Uçaklara saha desteği, mühendislik hizmetleri, filo planlaması gibi konularda da süreklilik gerekiyor. Uçak sayısı arttıkça, bu sorumluluk da büyüyor ve Türkiye’deki operasyonlarımız oldukça güçlü. Son 10 yılda büyük bir büyüme kaydettik ve artık Orta Asya’daki bu büyümeyi de destekleyecek bir seviyeye geldik. Şu anda bölgedeki filoda ciddi bir artış var ve yeni bir takım yapısı oluşuyor. Orta Asya’daki bu gelişim için heyecanlıyız ve buradaki desteği nasıl daha fazla artırabileceğimizi planlıyoruz. Türkiye’nin Orta Asya ile güçlü kültürel ve tarihi bağları, bu süreçte oldukça yardımcı oluyor. Türkiye’nin kabiliyetlerini bu bölgeye aktarabilmek ve destek sağlamak bizim için çok önemli.

“Türkiye’de sivil havacılıkta yaklaşık 350 uçağımız var”

  • Türkiye’de yolcu kaç adet uçağınız bulunuyor?

Boeing olarak Türkiye’de sivil havacılık tarafında yaklaşık 350 civarında uçağımız bulunuyor. Bu filonun içerisinde en yeni uçaklarımızdan olan 787 Dreamliner’lar da yer alıyor. Şu an için en yeni uçaklarımız bunlar, ancak daha yeni modellerin de filoya katılmasını bekliyoruz. Özellikle 777X modeli bizim için de oldukça heyecan verici. Bu uçakla ilgili olarak şu anda belli aşamalardan geçiyoruz. Genel olarak şirketimiz üretim tarafında da olumlu gelişmeler kaydediyor. Umarım yakın zamanda Türkiye’de en yeni nesil uçaklarımızı da görürüz.

“THY ile motor konusunun netleştirilmesi gerekiyor”

  • Türk Hava Yolları ile uzun süredir devam eden sipariş görüşmeleriniz bulunuyor. Özellikle motor meselesinin yaşandığı Boeing 737 MAX sipariş anlaşmasıyla ilgili son durum nedir?

THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat Bey’in de paylaştığı gibi, biz aslında doğru bir noktada olduğumuzu düşünüyoruz. Ancak motor konusunun netleştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle şu anda haklı olarak bir bekleme sürecindeyiz diyebiliriz. Bununla birlikte, 75 adet 787 uçağı için anlaşmamızı imzalamış olmaktan çok mutluyuz. Bu gerçekten güzel bir gelişme çünkü Türk Hava Yolları bu uçaklardan her açıdan oldukça memnun. İkinci tarafta ise şu anda beklemede olan dar gövde uçaklarımız, yani 737 MAX’ler bulunuyor. Bu konunun da kısa süre içerisinde Türk Hava Yolları tarafından netleştirilmesini umuyoruz. Netleştiği anda yolumuza kaldığımız yerden devam ederiz. Şu anda ağırlıklı olarak motor tarafıyla ilgili görüşmeler sürüyor.

  • Boeing’in gelecek yıllar için Türkiye’de hedefi nedir? Ne tür planlar yapıyorsunuz?

Türkiye ile ilgili şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Önümüzdeki dönemde bugüne kadar yaptıklarımızın çok daha fazlasını yapabileceğimiz bir noktadayız. Ben Türkiye’de bunu net bir şekilde hissediyorum. Türkiye’deki kabiliyet, biraz önce de konuştuğumuz gibi, artık belirli bir eşiği geçti ve bir adım daha ileriye taşındı. 10 yıl önceyle bugünü karşılaştırdığınızda, çok farklı alanlarda ve çok farklı seviyelerde bir gelişim görüyoruz. Önümüze koyabileceğimiz ve üzerine ekleyebileceğimiz pek çok başlık var. Bunları önümüzdeki dönemde paylaşacağız. Düşünelim denilen bir noktada değiliz; yapabileceklerimiz gerçekten çok fazla. Çünkü Türkiye’nin kabiliyeti arttıkça, Türk sanayisiyle çalışma imkânları da aynı oranda genişliyor. Mühendislik kabiliyeti bu seviyedeyken, bence önümüzde ciddi bir engel yok.

“Türkiye bu işleri hak ederek alıyor”

Elbette bizim de kendi üretim planlarımıza göre yaptığımız planlamaların bir parçası olacak bu süreç. Şunu her zaman söylüyorum: Türkiye’ye yapılan katkılar ya da alımlarla ilgili bir tartışma oluyor ama Türkiye zaten bu işleri hak ederek alıyor. Ne kadar iyi iş yaparsanız, o kadar fazla iş geliyor. Burada sadece filo artışından bahsetmiyorum. Boeing’in Türkiye’den yaptığı alımlar ve Türkiye ile kurduğu ortaklıklar, tamamen Türkiye’nin ortaya koyduğu kaliteli işin, verdiği güvenin ve sahip olduğu havacılık kabiliyetinin bir sonucu.

Bunların hepsi bir paket halinde değerlendirildiğinde, Türkiye zaten daha rekabetçi bir şekilde bu yarışın içinde yer alıyor. O yüzden ben önümüzdeki 10 yıla güvenle bakıyorum ve Türkiye ile birlikte çok daha fazlasını yapacağımıza inanıyorum. Uçak alımları ve filolar bu hikâyenin sadece bir kısmı. Asıl önemli olan, Türkiye’nin ulaştığı seviye ve geçtiği aşamalar. Bu nedenle bulunduğumuz noktadan çok memnunum ve buradan bakarak söylüyorum: Daha fazlasını yaparız.

Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.

Bildirimleri kapat
Önceki yazı

ASELSAN KGK-84 kanatlı güdüm kitinden ilk atışta tam isabet!

Sonraki yazı

KAAN için 10 motor teslim edildi, 80’i için görüşme sürüyor

İlgiliYazılar

Canik’in hedefinde ABD var!

Canik’in hedefinde ABD var!

27/12/2025
Yerli savaş uçağı KAAN ilk uçuşunu yaptı

KAAN için 10 motor teslim edildi, 80’i için görüşme sürüyor

27/12/2025
Çin, Tayvan’a silah satışı sonrası ABD savunma devlerini hedef aldı

Çin, Tayvan’a silah satışı sonrası ABD savunma devlerini hedef aldı

27/12/2025
THY’den Arnavutluk’a 11,9 milyon dolarlık uçak hibesi

THY’den Arnavutluk’a 11,9 milyon dolarlık uçak hibesi

25/12/2025
Sonraki yazı
Yerli savaş uçağı KAAN ilk uçuşunu yaptı

KAAN için 10 motor teslim edildi, 80’i için görüşme sürüyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SÜRMANŞET

Kilis’ten 90 ülkeye…

Kilis’ten 90 ülkeye…

26/12/2025
Aselsan, Paris’te ürünlerini ilk kez şalede tanıttı

ASELSAN’dan ihracatta güçlü yükseliş!

24/12/2025
2025’in en yoğun havalimanı rotalar belli oldu

2025’in en yoğun havalimanı rotalar belli oldu

24/12/2025
Türk vatandaşlarına Karadağ’dan vize kararı

Karadağ’dan Türk vatandaşlarına vize kararı

24/12/2025

Öne Çıkanlar

Canik’in hedefinde ABD var!

Canik’in hedefinde ABD var!

27/12/2025
Filipinler’in FA-50PH filosu 64,5 milyon dolara modernize edilecek

Filipinler’in FA-50PH filosu 64,5 milyon dolara modernize edilecek

27/12/2025
Yerli savaş uçağı KAAN ilk uçuşunu yaptı

KAAN için 10 motor teslim edildi, 80’i için görüşme sürüyor

27/12/2025
“Her Boeing uçağında Türk izi var”

“Her Boeing uçağında Türk izi var”

27/12/2025
Havacılık, Savunma, Uzay ve Teknoloji Haberleri

Haber.aero haber içerikleri (fotoğraf, yazı, video) kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, içeriklerin tamamı kullanılamaz.  Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Uçuş Bilgileri
  • Gizlilik Politikası

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Alper Eliçin
    • Prof. Dr. Fahrettin Öztürk
    • Editör
    • Bir Görüş
  • English
  • Fırsatlar
  • Gizlilik Politikası
  • Künye

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist